Ağaçlar arasına saklanmış bir tapınak, Nikko |
Bir Şinto tapınağının okyanusa nazır kapısı, Shimoda. |
Dönüp gelip aynayı kendimize çevirdiğimizde ise gördüklerimiz hiç iç açıcı değil. Bir şekilde itiraf etmesek de en okumuşumuzun (neyi nasıl okumuşsa artık) doğa sevgisi/saygısı ile sıradan bir Japon'un ki arasında çok fark var. Sadece birkaç örnek vermek gerekirse: piknik yaptığı parkta, ormanda, dere kenarında veya denize girdiği sahilde her türlü çöpünü bırakanlar bizde; manzaramı kapıyor veya aman çok poleni vs. oluyor diye koca koca ağaçları keyfekeder kesenler/kestirenler bizde; altında maden, üstünde rant var diye ormanları talan edenler bizde; yaş iken eğilecek çocuklarının kopardıkları çiçeklere, kırdıkları dallara, doğaya verdikleri her türlü zarara kızacaklarına gülüp geçen anneler babalar ne yazık ki gene bizde.
Aslında Japonlar ve bizim aramızda doğa saygısı ve doğayla uyum içinde yaşama konularında bir karşılaştırma yapmak için çok da detaya girmeye gerek yok. Bunun için şöyle birşey yapmak yeterli. Önce internette Trabzon Uzungöl'ün bir fotoğrafını aratıyoruz. Sonrasında ise Tokyo'ya yakın Beş Göller bölgesinden Fuji Dağı manzarası ile meşhur Kawaguchiko Gölü'nün fotoğrafına bakıyoruz. Hadi kolaylık olsun diye o fotoğrafı ben vereyim. Aradaki farkları bulabildiniz değil mi? Uyanık Japonlar nasılsa rant var, millet geliyor diye dikmişler otelleri!
Fuji Dağı manzarası ile Fuji Kawaguchiko Gölü |
Japonya'ya son gittiğimde batı tarafında Fukui isimli bir şehirde konferansa katıldım. Japonya'daki hocam da konferanstaydı. Konferans sırasında sohbet ederken evvelsi gün bir boşluğu fırsat bilip yakınlardaki bir gölü görmeye gittiğinden bahsetti. Hocamın görmeye gittiği Suigetsu Gölü yaklaşık 70000 senelik bir gölmüş. Özelliği ise aynı Dipsiz Göl gibi hiçbir akarsu veya su kaynağı ile doğrudan bir bağlantısı olmaması. Bu nedenle gölün dibinde senelerce biriken tabakalar bozulmadan kalmış. İşin enteresan kısmı ise bahar ile yaz aylarında ve sonbahar ile kış aylarında dipte biriken tabakaların planktonlar ve diğer etkiler sebebiyle farklı renklerde olması. Sonucunda üstüste iki farklı renkteki tabaka bir seneye tekabül ediyor. Japon bilim adamları işte bu şekilde 70000 sene öncesine kadar tabakaları sayabiliyor! Peki bu ne işe mi yarıyor? Katmandalardan saptadıkları seneyi gene aynı katmanda buldukları yapraklar için yaptıkları radyokarbon testi sonuçları ile eşleştirip, normalde çok doğru sonuçlar vermeyebilen radyokarbon testinin doğruluğunu arttırıyorlar. Ardından bu eşleştirilmiş sonuçlar tüm dünyadaki arkeologlar, jeologlar vs tarafından kullanılıyor. Gölün kenarına da tüm bunları anlattıkları ve katmanları sergiledikleri bir müze yapmışlar [2].
Dipsiz Göl için de benzer durum söz konusu olabilirdi diye demiyorum bunu. Sonuçta Suigetsu Gölü için çok özel bir durum söz konusu. Ama ya Dipsiz Göl de aynı şartları taşıyor idiyse. Belki de gölün altında yatan hazine buydu. Sonuçta insanımın elimizdeki esas hazinenin medeniyetlerin beşiği olmuş bu coğrafya olduğunu anlamadığı sürece, daha nice göller boşalır dolar. Dilerim ki bir gün esas kafaları doldurabiliriz. Belki o zaman Yunus'un demek istediği anlaşılır:
Emeksiz zengin olanın
Kitapsız bilgin olanın
Sermayesi din olanın
Rehberi şeytan olmuştur.
Kitapsız bilgin olanın
Sermayesi din olanın
Rehberi şeytan olmuştur.
Bize göre hazine... Kazdağları Milli Parkı'ndan... |
1) Wikipedia girdisi: List of countries by forest area.
2) Fukui Eyaleti, Yıllık Jeolojik Çökelti (Varve) Müzesi, http://varve-museum.pref.fukui.lg.jp/en/varve/index
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder